8 Ocak 2011 Cumartesi

öpücük

"Üşümeyesin?" dedi yanında duran kadına adam, sarı dişleriyle kendilerine arsız arsız sırıtan parkçıya anahtarları uzatırken...

Lokantaya her geldiğinde, değil arabasında sigara içilmesine izin vermek, taze tütün kokusuna bile tahammül edemeyen, o nedenle her seferinde kendisini fırçalayan adamın bu kez sessiz kalışına çok şaşırmıştı; sırıtarak "iki saattir bi tane bile içmedim valla" diyecekti ki parmağını belli belirsiz dudağına götürerek susturdu onu adam...

"Üşümeyesin tatlım" dedi yanındaki kadına, sesinde tuhaf bir ürpermeyle,

"Hava serin de biraz"

"Olsun" dedi kadın, "Dışarda oturalım..."

Serin bir yaz akşamıydı, masada beş kişiydiler...

"Sen soluma otur" dedi kadın "yok yok öyle değil, şöyle..."

Bu latif uyarının çekiciliğiyle masanın başına oturdu adam. Sağ eli kadının sol elinin bulunduğu yere uzanıyordu. Herkes birbirlerine, adamsa caddeye bakıyordu...

Sigara paketleri, çakmaklar çıktı ortaya önce; tersine çevirdikleri tabakları düzelterek masaya getirecekleri mezelere yer açmaya hazırlanıyorken garsonlar, usulca elini tuttu kadın adamın.

"Rahatsız olmazsın değil mi kuzum?!."


"Yo, yo, yoo..." dedi adam gülerek "Açık hava nasıl olsa..."

Erişkin yaşına, kısa boyuna, pek de biçimli olmayan ezik büzük kafatasına bakıldığında hiç de yakışıklı sayılmazdı adam. Usturaya vurulu saçlarıyla az çok karizmatik bir görünüme sahipti belki ama yanındaki genç kadınla anlamlı bir denklik, bir birliktelik sergilemekten oldukça uzaktaydılar...

Lokantaya girdikleri andan itibaren çevreyi kolaçan eden gözler inanılmaz bir hızla bu değerlendirmeleri yapıp çoktan bir karara varmışlardı bile; telâşa mahâl yoktu, âsâyiş -şüphesiz!- berkemâldi...

Taa ki o beklenmeyen cümle kadının dudaklarından dökülene dek...

"Öpmek istesem seni" dedi  "izin verir misin???"

"Elbette" diye nefesi kesilerek yanıtladı adam, on bin yıllık çevresinin alayına -topuna!- aldırmadan "Öp beni bitanem" dedi "Öp, evet..."

Eve döndüklerinde, kanepede derin soluklarıyla uyuyorken kadın -sevinçten deliye dönmüştü adam!- silahını -colt 45- ani bir kararla ve hızla geçmişine dayadı...


1 yorum:

  1. o silah hep elinin altında bulunmalı insanın, aynı hedefi tekrar tekrar vurabilmek için... bu, umuttur!
    çok sevdim;eline, yüreğine sağlık...

    YanıtlaSil