3 Ocak 2011 Pazartesi

Kesişme

Aralarında uzunca bir zaman dilimi olan iki önemli kesişme olmuştu bundan yıllar önce hayatımda...

Bunlardan biri, Keşfi'nin serin Ankara yaz akşamlarında mahalle arasında keyifle dolaşırken stop lambasından yayılan kımızının sıcaklığıyla ardından bakanların yüreklerini tutuşturan 1.25 cc "Jawa" sı, diğeri de Pilot Yzb. Yılmaz Özgüner'in beni  ilk kez gökyüzüne taşıyan, heyecandan, tekerlekler beton zemine değene kadar  ineceğimiz pisti bir türlü göremediğim inanılmaz güzellikte, çift pilot kumandalı "Cessna" sı...

İki önemli kesişme... Yerçekiminin ataletiyle sınırlandırılmış zavallı beni, alışılmışın dışına "apansız!" taşıyıveren iki önemli şey... Hiç akılda yokken hem...

Öncelikle beni deli edercesine göklere uçuran ve ruhunu güneydoğu anadolu dağlarına sonsuz bir özveriyle teslim eden Pilot Yzb. Yılmaz Özgüner'e, gök yüzünde baş sabit koordinasyon hareketi yapmaya çalışırken ben -kokpitte!- buna -bana!- kahkahalarla gülen aziz dostum sevgili Pilot Yzb. Ali Güzey'e, pistten kalkar kalmaz uçağı 90 derece yukarı çekerek 3500 feetlerde tırmanmaktan vazgeçip uçağı düşüşe bırakan, aşağıdaki tarlalar, yollar, evler hızla büyürken son anda uçağı düzeltip yükselten ve bana "hâlâ kusmadın mı sen doktor?" diye takılan Ütgm sevgili Hasan Savran'a nasıl teşekkür etmem gerektiğini inanın ben de bilemiyorum; ne desem yetmez çünkü, en azından bunu bilebiliyorum...


Bir seçime zorlansaydım eğer ya da elverseydi olanaklarım, şüphesiz uçmayı yeğlerdim. Gençliğimde sıklıkla yaptığım, denizlerde gezinmeyi seçerdim bir de... Yerçekimine direnen her şey vazgeçilmezim olurdu. Tıpkı yıllar sonra çocuksu bir hevesle edindiğim Kawasaki ER-6F motorsikletim gibi...

Şimdi makinem (baba motorsikletler için şimdilerde böyle diyorlar.) ve ben, otoyollarda sürat hadlerini hızla delerken, geçmişe sesleniyorum aklımı sımsıkı saran full face kaskımın içinden; Keşfiiiiiiiii, yıllar sonra peşindeyim işte, burdayım, buradayım işte, burada...

te

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder